MAKALELER

Kedilerde Uygulanması Gereken Aşılar



  İster insan, ister hayvan olsun bir canlının yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için koruyucu hekimlik önemli bir faktördür. Canlının yaşamını tehlikeye sokabilecek veya kalıcı arazlar oluşturabilecek bazı hastalıkları daha ortaya çıkmadan önlemek, bu hastalıkların oluştuktan sonraki tedavisinden daha fazla önem taşır. Birçok viral veya bakteriyel hastalığa karşı geliştirilen aşılar çok uzun zamandır koruyucu hekimlikte kullanılmaktadır. Bu nedenle aşılar, koruyucu hekimliğin en önemli silahlarından biri sayılabilir. Örnek vermek gerekirse, birçok ülkede büyük tehdit oluşturan ve binlerce insan ve hayvanın ölümüne neden olan kuduz, bugün koruyucu hekimlik ve kuduza karşı geliştirilen aşılar sayesinde önemini yitirmiştir.

  İç ve dış paraziti bulunan kedilere aşı uygulanmamalıdır. Aşılanacak kediler parazitlerden arındırılmış olmalıdır. Aşılanacak yavru ve yetişkin kedilerin vücut sıcaklığı normal ( 38-39.5 °C ) sınırlar içinde olmalıdır. Ateşin yüksek olması vücutta bir enfeksiyon olduğunun göstergesidir. Böyle durumlarda öncelikle ateşin (enfeksiyonun) nedeni bulunmalı, tedavi edilmeli ve daha sonra aşılamalara başlanmalıdır.

  Aşılanacak hayvanlara en az bir hafta öncesinden kortikosteroid (kortizon) türü ilaçlardan biri yapılmamış olmalıdır. Eğer kedinin devam eden bir tedavisi var ise tedavi bitimi ve bir süre sonrasına kadar aşıları ertelenebilir. Bu veteriner hekiminizin karar vereceği bir konudur.

  Hamile kedilere aşı uygulanmamalıdır. Bu dönemdeki aşı uygulamaları kedinize ekstra stres yüklenmesine neden olacaktır. Östrustaki (kızgınlıkta olan) kedilere aşı uygulanmamalı, dönemi bitinceye kadar aşıları ertelenmelidir. İster yavru, ister yetişkin olsun aşılamadan 2 gün önce ve 2 gün sonrasında yıkama yapılmamalıdır. Kedinizin aşı programı, sağlık durumu göz önüne alınarak veteriner hekiminiz tarafından en uygun şekilde hazırlanacaktır. Aşılama için veteriner hekiminizin uygun gördüğü programı aksatmadan ve tarihlerine uyarak yerine getirmeniz yavrunuzun sağlığı açısından önemlidir. Bir iki günlük gecikmeler yavrunuzun sağlığını çok etkilemeyebilir fakat daha uzun zamanlı gecikmelerin risk faktörlerini arttıracağı unutulmamalıdır.

  Aşılamaya başlanma zamanının belirlenmesi önemli bir noktadır. Aşılamalara yavru 6-7 haftalık olduğunda başlanmalıdır. Daha erken dönemde başlanılacak aşı uygulamaları, istenilen bağışıklık seviyesinin sağlanmasında yetersiz kalacaktır. Bunun nedeni de yavrunun anneden aldığı maternal antikorlardır. Aşılanacak kediler stres oluşturacak etkenlerden uzak tutulmuş olmalıdır. Bu yüzden yavru size geldikten sonra aşılamalara başlamak için 4-5 gün beklemekte yarar vardır. Bu süreç içerisinde yavru hem size hem de başlangıçta onun için yabancı olan ev ortamına alışmak için fırsat bulacaktır. Ayrıca bu 4-5 günlük dönem size yavrunun herhangi bir hastalığı olup olmadığını izleme imkanı da verecektir. Aşılama öncesi yavrulara iyi bir bakım ve beslenme uygulanmalıdır. Yavru kediler ilk aşılamaya başlanmadan önce dışkı tahlili yapılarak parazit varlığı yönünden incelenmelidir. Yapılan muayene sonucu parazite rastlanırsa yavru önce parazitlerden arındırılmalı, daha sonra aşılarına başlanmalıdır.

  Yavruların 4-6 haftalık yaştan başlayarak aşılama serileri tamamlanıncaya kadar geçen sürede çevredeki diğer hayvanlardan izole edilmesi gerekmektedir. Ayrıca aşılamalar bitene kadar yavrular dışarı çıkartılmamalı ve dışarda gezdirilmemelidir. Kedinizi yavru aşılamaları bittikten bir hafta sonra dışarı çıkarmaya başlayabilirsiniz.

  Seri aşılamalarda aynı türden iki aşılama arasındaki süre (örn. karma aşı), üç haftadan az olmamalıdır. İlk aşı verildikten sonra 2. aşının 3-5 gün sonra verilmesi anlamsızdır ve bir işe yaramaz. Aynı şekilde 2. aşı dozu, 1. aşı verildikten uzun süre sonra verilecek olursa etkisiz olabilir. Bu nedenle aşılar hekimlere sunulmadan önce 2. doz aşının verilme zamanı, deneylerle ve alan tecrübelerinin sonuçlarına göre belirlenir.

  3 aylıktan küçük yaştaki kediler aynı türden aşı ile (örn. karma aşı) en az iki defa aşılanmalı, bundan sonra yılda bir kez tekrarlanmalıdır. Aşılar kullanılırken ilk aşı uygulamasından birkaç hafta sonra 2. bir aşı, hatta 3. bir aşı verilir ve bağışıklığın devamını emniyet altına almak için senelik aşılamalar yapılır. Ancak aşıların oluşturduğu bağışıklık seviyesinin her bir kedinin genetik yapısına göre değişebileceği unutulmamalıdır. Aşılar bazı kedilerde kuvvetli bir bağışıklık oluşturduğu halde bazılarında zayıf kalır. Bu nedenle arzu edilen düzeyde koruma sağlayabilmek için aşılar birkaç defa tekrar edilir.

  Bir aşı ne kadar başarılı olursa olsun, duyarlı bireylere uygun dozda verilmedikçe, hastalığa karşı koruyucu değildir. Bu yüzden her aşı için verilen doz kurallarına uymak gerekir. Aşı hazırlayan ticari firmalar bu noktadan yola çıkarak, aşıları kedinize en uygun olan dozda tek kullanımlık şişeler halinde hazırlamış ve böylece oluşabilecek sorunların önüne geçmişlerdir. Aşıların çoğu deri içi (İD-İntradermal), deri altı (SC-subcutan) ve kas içi (İM-intra Musculer) yollarla uygulanmaktadır. Bu uygulama yerlerinin her birisi değişik amaçlar için uygun prosedürlerle belirlenmiş olup bunlar arasında en çok kullanılan yol deri altı olanıdır. Bunun nedeni deri üzerinde lenf damarcıklarının fazla olmasıdır. Bilindiği gibi lenf sistemi vücudun savunma sistemini oluşturmaktadır. Deri altı olarak verilen aşılar enjeksiyon yerinden dokulara çok yavaş dağılırlar. Böylelikle lenfoid dokular uzun süreli bir uyarma altında tutularak bağışıklığın uzun olması sağlanır. Ayrıca bu yöntemle uzun olduğu kadar, çabuk bir bağışıklık şekillenmesi de sağlanır. Deri altı yolla uygulamada oluşan bağışıklığın başlangıçta yüzeysel olması nedeni ile vücudun dış yüzeyi mikrop saldırılarına karşı korunmuş olur.

  Karma Aşılar

  Feline Panlökopeni: Kediler arasında oldukça yüksek oranda bulaşıcı olan viral bir hastalıktır. Kedilerde, özellikle yavrularda ölüme yol açan virüs kusma, iştahsızlık ve çoğunlukla kanlı bir ishalle kendini belli eder. Tek korunma yöntemi aşılamadır.
   Feline Rhinotracheitis: Ülkemizde oldukça yaygın olan bu hastalık çok bulaşıcıdır. Yetişkin kediler için ölümcül bir tehlike taşımamakla birlikte yavru kedilerde ölümlere neden olabilir. Tek korunma yöntemi aşılamadır.
   Feline Calicivirüs: Kedilerde ağız ülserlerine neden olan hastalık bulaşıcıdır. Tek korunma yöntemi aşılamadır.
   Adından da anlaşılabileceği gibi karma aşı, yukarıda saydığımız hastalıklara karşı bağışıklık oluşturan maddeleri içermektedir. Hastalıklara karşı verilen bağışıklık sürelerinin yavrunun anneden aldığı maternal antikor seviyesine bağlı olarak değişiklikler gösterebileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle karma aşı uygulamasına yavru 6-7 haftalık olduğunda başlanmalı, aşı 3-4 haftalık aralıklarla yavru 15-20 haftalık yaşa ulaşıncaya kadar tekrarlanmalıdır. Bu programla yavruların yaklaşık %95’inde güvenli bir bağışıklık oluşturulabilmektedir. Karma aşı yıllık olarak tekrar edilir.

  Kuduz Aşısı

  Kuduz; merkezi sinir sistemine saldıran, hızlı gelişim gösteren, bilinç kaybı, huzursuzluk, salya akıntısı, yutkunma güçlüğü ve çeşitli felçlerle karakterize, ölümle sonuçlanan viral bir hastalıktır. İnsan dahil olmak üzere tüm sıcakkanlı canlılarda görülebilir. Hastalık; kuduz bir hayvanın sağlıklıları ısırması ve salyasında bulunan kuduz virüsünü ısırma sonucu meydana gelen açık yaraya nakletmesi ile bulaşır. Ancak virüs salyaya zaman zaman geldiğinden dolayı her ısırılan hayvan kudurmaz. Bu nedenle her ısıran hayvana da kuduz gözüyle bakılmamalı ve panik olunmamalıdır. Kuduzun bilinen bir tedavisi yoktur. Aşılama tek engelleyici faktördür. Kuduz hastalığı, etkili bir aşı programı ile bugün artık büyük oranda kontrol altına alınmıştır. Yavru kedilere ilk kuduz aşısı 3 aylık yaşta uygulanmalı ve her yıl periyodik olarak tekrar edilmelidir.

  Kist Aşısı

  Genellikle kist aşısı diye bilinen bu uygulama aslında bir antiparaziter ilaçlamadır. Bu uygulama iç parazitlerinden (dahili parazitler) kaynaklı enfestasyonların engellenmesine ve sağaltımına yöneliktir. Halkalı (tenya), kancalı parazitler ve şeritler bu iç parazitlere örnektir. Bu uygulama hayvan sağlığı açısından olduğu gibi insan sağlığı açısından da önemlidir. Bilindiği gibi kediler tüy döken canlılardır. Bu tüylerin üzerine bulaşmış parazit yumurtaları özellikle de echinococ yumurtaları insan sağlığı açısından önemlidir. Bu parazit kedilerin ince bağırsağında yaşar ve yumurtalarını dışkıyla dış ortama çıkarır. Bulaşma, parazite karşı aşılanmamış kedilerin, tüylerine bulaşan yumurtaların veya enfekte hayvanın dışkısıyla kontamine olmuş yiyeceklerin (marul, maydanoz…), insanlar tarafından herhangi bir şekilde ağız yoluyla alınması sonucu olur. Bu echinococ yumurtalarının ağız yoluyla alınması sonucunda da insanlarda hidatik kist şekillenir. Kistler karaciğer, böbrek, kalp, pankreas, beyin ve göz gibi organlara yerleşir, değişik boyutlarda kistler oluşturur ve yerleştiği organlarda işlevsel bozukluklara neden olurlar. İlerlemiş olaylarda kistin patlaması ölüme neden olabilir. Bu nedenle kediler parazitlere karşı düzenli olarak ilaçlanmalıdır. Kist aşısı kedinin yaşadığı ortam, dışarıya çıkıp çıkmaması, hastalığa yakalanma riski gibi faktörler gözönüne alınarak 3, 4 veya 6 aylık aralıklarla tekrarlanır. Parazitin çok yoğun olduğu bölgelerde uygulama sıklığı daha da artırılabilir. Kist aşısının enjektable (iğne) formu yağlı bir eriyik olduğundan dolayı yakıcıdır. Bu nedenle yapıldığı yerde ağrı veya şişlik oluşabilir.

  Leukosis Aşısı

  Hastalığın etkeni Feline leukaemia virüsu’dur (FeLV). Leukemie özellikle kan hücrelerinin oluşumu ile ilgili lenfoid dokularda tümör ile karakterize öldürücü bir viral hastalıktır. Virüs genellikle salya ile bulaşır. Tükürük, burun akıntısı, dışkı, vajinal akıntı ve kan yolu ile de bulaşma olabilir. Virüsun taşınmasında bulaşık su ve mama kapları da rol oynamaktadır. Hastalığın yayılmasında virüs miktarı, konakçının direnci, yaşı ve immun sistemi etkili olmaktadır. Hastalığın spesifik bir tedavisi yoktur. İmmun sistemi destekleyici tedaviler yanında semptomatik tedaviler de yapılabilir. Ancak olumlu bir sonuç almak pek mümkün değildir. Hastalığın yayılmasını önlemede en etkin yol aşılamadır. Bu amaçla başlangıçta 2 doz uygulanır. Yılda bir kez yapılan tekrarlama ile hastalıktan korunma sağlanabilir.
önceki sonraki